Proje – 6
Bugünlerde ilçe belediye başkanlarımızın bir kaç personeli ile katıldığı doğa ve çevre temizliği farkındalık etkinliklerine nedense insanlarımız fazlasıyla ilgisiz kalıyorlar.
Bu ilgisizlik belki bu etkinliğe kurumların , sivil toplum örgütlerinin , doğa ve çevre derneklerinin , dağcılık kulüplerinin ve belediyenin kendi personellerinin katılımı konusunda yeteri kadar duyuru yapılmaması da olabilir. Belkide belediye başkanlarının bu faaliyeti siyasi bir reklam olması amacıyla yaptığı düşünülerek çok ciddi bir faaliyet olarak algılanmamış da olabilir. Ciddi bir faaliyet işe, katılımı artırmak için daveti de artırmalıdır.
Nacizane bundan 12-13 sene önce Spor Bakanlığına bir proje yazmıştım. Benim ilk projem olduğu için , “proje ” kelimesi ile yeni tanıştığımız için istenilen kriterde bir proje olmadığından veya o zaman doğa ve çevre temizliği hassasiyeti konusundaki anlayış şimdiki gibi olmadığından proje kabul edilmemişti . Bir gerçek daha var ki, proje yapmayı öğrendikçe yazdığım projedeki eksikleri de görmüş ve biraz da neden kabul edilmemiş olduğunu öğrenmiş oldum.
Proje kısaca şu idi. Doğa yürüyüşü yaptığımız uludağ eteklerindeki bir çok yerde piknik yapma anlayışı ile oraya gidenlerin bıraktıkları atıkları çöp torbalarına koyup , şehre getirerek konteynerlere atmak olacaktı .Bunu yaparken üniversitedeki öğrenci topluluklarına, liselere (isteyen velisi ile gelmek kaydıyla ) sivil toplum kuruluşlarını da davet ederek, bu doğa yürüyüşü ve temizlik etkinliğini yaparken gerek doğa derneklerinden ve gerekse üniversitelerin ilgili bölümlerinden uzman veya akademisyenlerin yapılan bu işin önemini gençliğe anlatması , bir mirasa sahip çıkma anlayışı açısından önemli olacaktı. Bu etkinlikte projenin aktif yürütülmesinde etkin rol alacak ekibin (8-10 kişi) bazı ekipmanlara ihtiyacı olacaktır elbette ama bence sosyal bir hareketlilik anlamında hâlâ önemli yer tutacağını düşünmekteyim.
Zaten sivil toplum kuruluşlarının tüzüğünde bu gibi etkinlikler muhtemelen vardır. Ben, çok ses getiren ve protokolün etkin katılımı ile gerçekleşen bir etkinlik duymadım .
Stk’lar bunun için var.
Ancak her şeyin kimyası bozulmaya başladığı gibi, stk’larında kimyasında bozulmalar rahatsız edici boyutlara ulaştı, bu da onları asıl çalışmalarını yapmaktan alıkoyuyor. Birileri stk ları oy deposu olduğunu farkettikten sonra , stk larda hiç anlamadıkları siyasette rol kapmaya çalışırken kendi çalışma şablonunun dışına çıktı. Hemen hemen hiç bir zaman ciddi bir koltuk kapamayan stk yöneticileri, ağızlarına sürülmüş biraz bal ile ve ellerine geçirdikleri küçük menfeatlerle önceden çevresine menfeat sağlamaya çalışırken , şimdilerde çevresindeki hiç kimseyi bu menfeatten istifade ettirmemek için çalışma yaptığı durumları yaşamak yozlaşmayı beraberinde getirirken , aslında bulunduğu stk nın mensuplarını da bir güç elde etmek için basamak olarak kullanmış oluyor.. Halbuki
toplumun ihya ve inşaası için yapılacak o kadar çok çalışma var ki,
Stk olarak asıl işinizi yapmak size huzur vermiyorsa , yani gönüllü bir kuruluşta gönülsüz iseniz, o zaman zaten sizin amacınız güç elde etmektir. Hangi stk olursa olsun işini yapmalıdır .Stk kurdum, “amacım Allah rızası için çalışma yapmak” diyorsa, stk nın Allah ın rızasına uygun olmayan işlerle mesgul olduğunda stk çalışmalarını icra edemez olur ve güvenirliliğini yitirir . Ben sosyal farkındalık, sokak hayvanları ile ilgili çalışma yapacağım veya doğanın korunması adına bir dernek kurmak ve çalışmak istiyorum diyorsanız , İllegal hiç bir eyleminiz olmamalı. Burda rant için doğayı katleden şirketlere karşı çıkmak en doğal hakkınız ve bu her şeyden önce vicdanımızın yasal tepkisidir.
Dünyanın ve ülkemizin yaşadığı bu süreçte bir arayış ile eskisi gibi olamasakta tekrar doğaya , hayvanlara ve tabii ki en çok insanlara faydalı olabilmek için düşünüp proje üretelim. Yolun kenarında hareketsiz oturan biri olmaktansa, elinde çubuk ile yere bir şey çizen ve çizerken de “Nasıl faydalı olabilirim” diye düşünen biri olmak ! bizi hedefe hep yakın tutacaktır . Selam ve dua ile