Zaman Tasarrufu
Eski yıllara…
Çok değil yarım asır öncesine kadar dönecek olursak her insan birbirini dinlemeye, anlayış göstermeye ya da sabır etmeye vakit ayırabiliyordu.
Çocuklarımız kendilerince oyunlar keşfeder gün boyunca onlarla eğlenirlerdi. İnsanlar basit şeylerle mutlu olurlar, birlik ve beraberlik içerisinde hayatlarını sürdürmeye devam ederlerdi.
Ne oldu bugüne?
Büyüklerin söyledikleri gibi “Nerede o eski bayramlar?”. Aslında hepsi yerli yerinde sadece bizim onlarla uğraşacak vaktimiz kalmadı(!)
Yıllar evvelinde köyden şehre göçler başlayınca insanların artık kendilerine çok fazla vakit ayırma şansları kalmadıklarını düşündü ve bu şans gün geçtikçe de azaldı. Çoğu insan ailelerini huzur evlerine yerleştirdi. Bazıları hiç arayıp sormadı bile.
Neydi aramıza sokulan bu soğukluk?
Zaman tasarrufu, evet, her insan bunu yapmak istedi.
Perdenin arkasındaki sebep buydu. İnsan, işlerini hemen halledip kalan zamanını kendisine ayırmak için kullanmayı hedeflemişti. Bunu kendi ömrüne ve yaşadığı günlere yaymıştı. Bunu bir hayat felsefesi haline getirmişti.
Sabah uyanayım, hazırlanıp kahvaltımı yapayım, işe gideyim, işim bitince tekrar eve döneyim biraz televizyon izleyip yatayım ve tekrar aynı rutin. Çalışayım, para kazanayım, ev alayım durmadan tekrar çalışıp para kazanayım, bu sefer araba alayım, biraz daha çalışıp bir yazlık…
İnsanoğlu aslında bunları yaparken ömründen ömür gittiğinin, biriktirmek istediği zamanı bile harcadığının farkına varamadı.
Çocuklar…
Düşünme yetilerini kaybetti.
Her gün özgün oyunlarını yaratarak apayrı dünyalara dalan bu çocuklar şimdilerde bilgisayarın başında üretilenleri oynamaya başladı.
Gelecek için üretemeyen yeni bir nesil yeterince de tehlikeli değil mi?
Ve insanlar farkında olmadan kapitalist sistemin de dolaylı yoldan kölesi oldular. İş güçleri, onlara iş verenler tarafından belirli bir ücret karşılığında sömürülmüş ve patronlar kazancını katlarken çalışanlara fazla iş az para mantığıyla davranmıştır ve bu sistem hala devam etmektedir.
İnsan geleceğini düşünmeli fakat bu işi dozunda yapmalıdır.
Kendisine vakit ayırmaktan kaçınmamalıdır.
Burada sizin değerli vaktinizi gereksiz olarak nitelendirdiğimiz işlerden uzak bir şekilde kullanmanız zaten sizin için en iyi tasarruf olacaktır.
Özetle akıp giden zaman olduğu için bunun kıymetini bilmeliyiz ve anı yaşamalıyız fakat bu zamanı dikkatle harcamalı gereksiz işlerde kullanmamalıyız.
Seneca’nın da dediği gibi “Mutluluk başarıya, başarı ise zamanı değerlendirmeye bağlıdır”.